Günümüzde, sosyal medya araçlarının yaygınlaşması ve çeşitlenmesiyle birlikte, bireylerin kişisel paylaşımlarda bulunması neredeyse bir zorunluluk haline gelmiştir. Sosyal ağlar oluşturma ihtiyacı, kişisel verilerin ifşasına ve dolayısıyla özel hayatın gizliliği ile kişisel verilerin korunması alanlarında ciddi sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Teknolojik gelişmelerin yarattığı bu yeni dünya, bireylerin hem kamusal hem de özel alanda hassas bilgilerini paylaşmasına yol açarken, bir yandan da bu bilgilerin kontrolünü kaybetme riskini beraberinde getirmektedir.
Sosyal medyanın yükselişini destekleyen “tekno-ütopyacılık” anlayışı, bireylerin özgürleştiği bir dünya vaat ederken, aslında mahremiyet alanlarının daralması ve kişisel verilerin kontrolsüzce yayılması gibi yeni tehlikeleri de beraberinde getirmektedir. Bu durum, bireylerin bir süre sonra paylaştıkları bilgilerin internet ortamından tamamen silinmesini talep etmelerine neden olmaktadır. İşte bu noktada, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu tarafından “Unutulma Hakkı” kavramı gündeme getirilmiş ve bu hak, kişisel verilerin korunması ve bireylerin itibar yönetimi açısından önemli bir çözüm yöntemi olarak sunulmuştur.
Unutulma Hakkı ve Avrupa Adalet Divanı’nın C-131/12 Sayılı Kararı
Unutulma hakkı, bireylerin geçmişte paylaştıkları ve artık güncelliğini yitirmiş veya kişisel itibarlarına zarar veren bilgilerin internet ortamından kaldırılmasını talep etme hakkını ifade eder. Bu hak, özellikle arama motorlarının kişisel verileri işleme ve indeksleme faaliyetleriyle doğrudan ilişkilidir. Unutulma hakkının hukuki temelleri, Avrupa Adalet Divanı’nın (AAD) C-131/12 sayılı kararıyla somut bir boyut kazanmıştır. Bu karar, arama motorlarının kişisel verileri işleme ve sunma süreçlerindeki sorumluluklarını net bir şekilde ortaya koymuştur.
İspanyol Veri Koruma Ajansı & Mario Costeja Gonzales v. La Vanguardia Ediciones, Google İspanya, Google Uluslararası Davası
Bu davada, İspanyol bir avukat olan Mario Costeja Gonzales (MCG), borcunu ödeyememesi nedeniyle gayrimenkullerinin İspanya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından açık artırmaya çıkarıldığını ve bu durumun yerel bir gazete olan La Vanguardia Ediciones’te yayınlandığını belirtmiştir. Gazetede yayınlanan bu bilgiler, Google arama motoru sonuçlarında da görülebilmekteydi. Yayınlanmasından on iki yıl sonra MCG, İspanyol Veri Koruma Ajansı’na başvurarak, gazeteden ilgili sayfaların kaldırılmasını ve Google arama motorundan da bu bilgilerin silinmesini talep etmiştir.
İspanyol Veri Koruma Ajansı, gazetenin yayınını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın talebi üzerine yaptığını belirterek MCG’nin talebini haksız bulmuştur. Ancak MCG, bu karara itiraz ederek İspanyol Yerel Yüksek Mahkemesi’nde dava açmış ve mahkeme MCG’nin taleplerini haklı bulmuştur. Davanın Avrupa Adalet Divanı’na taşınmasıyla birlikte, arama motorlarının kişisel verileri işleme ve sunma süreçlerindeki sorumlulukları tartışılmaya başlanmıştır.
Arama Motorlarının İtibar Yönetimi Kapsamındaki Sorumlulukları
Avrupa Adalet Divanı, kararında arama motorlarının kişisel verileri topladığını, indekslediğini ve kullanıcıların arama terimlerine göre bu verileri sunduğunu tespit etmiştir. Divan, arama motorlarının bu faaliyetlerini, 95/46 sayılı Veri Koruma Direktifi’nin 2. maddesine göre “kişisel verilerin işlenmesi” olarak kabul etmiştir. Bu nedenle, arama motorları, kişisel verileri işlerken veri koruma mevzuatına uygun hareket etmekle yükümlüdür.
Arama motorları, kullanıcıların arama sonuçlarında yalnızca ilgili bilgilere değil, aynı zamanda başka kişisel verilere de ulaşmasına neden olabilmektedir. Bu durum, arama motorlarının yalnızca bir yayıncı değil, aynı zamanda verileri işleyen ve denetleyen bir konumda olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla, arama motorlarına hem “veri işleyen” hem de “veri denetleyen” sıfatı yüklenmiştir.
Veri Kaldırma Taleplerinde Dikkat Edilmesi Gereken Kriterler
Avrupa Adalet Divanı, arama motorlarının veri kaldırma talepleriyle karşılaştıklarında nasıl hareket etmeleri gerektiği konusunda bazı kriterler belirlemiştir. Bu kriterler şunlardır:
1. Verinin Mahiyeti ve Hassasiyeti: Talep edilen verinin kişisel niteliği ve hassasiyeti dikkate alınmalıdır.
2. Verinin Güncelliği: Verinin güncelliğini yitirmiş olması, kaldırılması için önemli bir kriterdir.
3. Kamu Yararı: Verinin erişilebilir olmasında üstün bir kamu yararı bulunup bulunmadığı değerlendirilmelidir.
4. Veri Süjesinin Hayatındaki Etkisi: Verinin kişinin günlük hayatındaki etkisi ve önemi göz önünde bulundurulmalıdır.
Bu kriterlere göre, eğer bir veri artık güncelliğini yitirmişse, kamu yararı taşımıyorsa ve kişinin özel hayatında olumsuz etkiler yaratıyorsa, arama motorları tarafından kaldırılması gerekmektedir.
Unutulma Hakkı ve Kişilik Hakları Arasındaki İlişki
Unutulma hakkı, kişilik haklarıyla doğrudan ilişkilidir. Kişilik haklarına yapılan müdahale, arama motorlarının ekonomik çıkarlarından daha önemlidir. Ancak, verilerin kaldırılması, internet kullanıcılarının bilgiye erişim hakkını da etkileyebilir. Bu nedenle, kişilik hakları ile bilgiye erişim hakkı arasında bir denge kurulması gerekmektedir. Öncelikle, arama motorunda yer alan verinin kişinin özel hayatını nasıl etkilediği değerlendirilmelidir.
Avrupa Adalet Divanı’nın kararı, hukuka uygun olarak yayımlanmış bir içeriğin dahi, kişinin özel hayatında yarattığı olumsuz etki, içeriğin güncelliğini yitirmiş olması ve kamu yararı taşımaması durumunda kaldırılabileceğini ortaya koymuştur. Bu durum, kişinin toplum içindeki saygınlığını ve kişiliğini koruma amacıyla örtüşmektedir.
Sonuç
Avrupa Adalet Divanı’nın C-131/12 sayılı kararı, e-itibar yönetimi ve unutulma hakkı konusunda önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu karar, arama motorlarının kişisel verileri işleme ve sunma süreçlerindeki sorumluluklarını netleştirirken, bireylerin itibar haklarını koruma altına almıştır. Ancak, bu hakkın uygulanması sırasında, kişilik hakları ile bilgiye erişim hakkı arasında bir denge kurulması gerekmektedir.
E-itibar yönetimi, unutulma hakkının etkin bir şekilde uygulanması için önemli bir araçtır. Bu süreçte, arama motorlarının teknik altyapılarını güçlendirmesi ve veri kaldırma taleplerini adil bir şekilde değerlendirmesi büyük önem taşımaktadır. Unutulma hakkı, bireylerin geçmişte yaşadıkları olumsuz deneyimleri geride bırakarak, toplum içinde saygın bir şekilde var olmalarını sağlayan önemli bir haktır. Bu hakkın doğru bir şekilde uygulanması, hem bireylerin hem de toplumun refahı açısından büyük önem taşımaktadır.